6 Ekim 2012 Cumartesi

SÜT VE KAŞIK

Uzun bir süredir kitap okumuyordum. İyi bir şey yapmadığımı fark ettim ve Halit Kakınç'ın "Struma" isimli kitabını okumaya başladım. Kitabın içeriğinden kısaca bahsetmek gerekirse; 2. dünya savaşı öncesinde Avrupa'da ortaya çıkan Yahudilere yönelik şiddet ve baskıdan kaçmak isteyen 700 küsür yahudinin, Struma isimli bir gemiyle buradan kaçarak Türkiye'ye buradan da  Filistin'e gitmek istemeleri ve Türkiye'de tarihe kara bir leke olarak düşen yaşananlardan bahsediyor. Zülfü Livaneli'nin Serenad isimli kitabından merak saldığım Struma gemisinin gerçek hikayesinin ne olduğunu merak ediyordum. 
Aslında merak ettiğim başka bir şeydi. Ben bu kitapta Türkiye'yi ve Türkleri yani bizi merak ediyordum. Her zaman önyargıyla baktığım tarihimizde acaba Yahudilere ne yaptığımızı öğrenmek istiyordum. Okumaya başladıktan sonra bize tarih kitaplarından öğretilen "Hoşgörülü toplum" zırvasının tamamen bir yalan olduğunu, bırakın hoşgörüyü insanlığa sığmayacak zalimlikler yaptığımızı kanıtlarıyla gördüm ve okudum. Şanlı bir tarihe sahibiz bunu kabul ediyorum. Osmanlı devletiyle başlayan o görkemli imparatorluk ve orta Asya'ya kadar uzanan büyük ve görkemli bir tarih. Ve yakın tarihimiz Çanakkale ve Kurtuluş savaşları, hepsi birer efsane ve büyük bir tarihtir. Ancak Türkler olarak bizlerin de hata yaptığını, zulüm ve baskıyla azınlıkları incittiğimizi hiç bir tarih kitabımızda görememek üzücüdür. Emre Kongar Tarihimizle Yüzleşmek isimli kitabında Osmanlı devleti döneminde farklı din ve mezheplere ve yakın tarihimizde Ermeni, Kürt, Rum ve Yahudilere ne acılar çektirdiğimizi kanıtlarıyla belirtmiş ve tarihimizin dilenmesi gereken binlerce özürlerle dolu olduğunu dile getirmiştir. Ve başka bir yalan "Türkler ırkçı değildir." Bunun koskoca bir yalan olduğunu taraftarı olduğum Fenerbahçe'nin stadında gördüm. Türkler ırkçıdır. Bu da bastırılan onlarca duygularımızda biri olarak karşımıza çıkmış ve bundan sonra da çıkacaktır. Çünkü biz içten içe beslediğimiz ırkçılığımızı belirtmekten kaçına duralım bunun ortaya çıkacağı zeminleri kaçırmamakta ve yakaladığımız her fırsatta bunu belirtmekteyiz. 
Umarım bu taraflı tarih anlayışımızı değiştirir yanlışlarımızla yüzleşen bir ülke olmaya aday oluruz. Ayrıca o siyah poşetler çok onur kırıcı sık sık unutuyoruz ve işimize geldiği gibi kullanıyoruz ama dinimiz bunu emretmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder